Sindirim Pitalin

İçindekiler:

Anonim

Ptyalin, tükürüğünüzün bir parçası olan sindirime yardımcı enzimlerdir. Enzimler kimyasal reaksiyonların hızlandırılmasına yardımcı olan bileşiklerdir. Salya durumunda enzimler, yediğiniz yiyecekleri parçalayan reaksiyonların hızlanmasına yardımcı olur. Yiyecekler karnınıza almaz bile bozulmaya başlar ve enzimler süreci sorunsuz yapmaya yardımcı olur.

Günün Videosu

İşlev

Ptyalin, nişastaları ve glikojenleri ağzınıza girerken parçalayarak sindirime yardımcı olur. Nişastalar ve glikojen tükürük ile kaplandıktan sonra maltoz ve glikoza ayrılırlar - basit şekerler vücut tarafından daha kolay kullanılabilir. Ptyalin, bu molekülleri parçalayan kimyasal reaksiyonu hızlandırdıktan sonra, onlardan bağ kurar ve farklı molekül setine bağlar. Ptyalin tekrar tekrar kullanılabilir ve bu bize nişasta ve glikojen yemeye devam etmemizi sağlar.

Neden Önemlidir?

Ptyalin önemlidir, çünkü nişastaları parçalamak için vücudun en etkili enzimi olur. Nişastalar ağzını terk ettikten ve mideye girdikten sonra, ptyalin mide asitleriyle yok edilir. Geriye kalan nişastalar mide asitleri tarafından bir dereceye kadar parçalanır, ancak tamamen parçalanamayacak kadar midede kalmazlar. Bu nedenle, nişastaları iyice çiğnemek ve onları yediğiniz zaman ayırmak önemlidir. Nişastalarını ne kadar çiğnediysen, pitalin o kadar çabuk parçalayabilir.

Nişastalar

Nişastalar, fotosentez yaparken bitkiler tarafından yaratılan enerji depolarıdır. Nişastalar çeşitli şekillerde gelir ve çoğu insan tarafından günlük olarak yenilir. Ekmek, pirinç, makarna, patates, mısır ve buğday, hepsi de nişastanın değişik şekilleri. Nişastalar insanlar için önemlidir çünkü enerji ihtiyaçlarının büyük bir kısmını sağlarlar.

Glikojen

Glikojen, nişasta çok, bir enerji depolaması şeklidir. Nişastalardan farklı olarak, glikojen, hayvanların kaslarında depolanan enerjidir. Çoğu insan, gün boyunca yediği etten sürekli bir glikojen arzı taşır. Popüler glikojen formlarının başlıca örnekleri tavuk, sığır eti ve domuz eti. Hayvanlardaki karaciğerler ve kaslar vücudun glikojen deposu olduğu için en yüksek glikojen seviyelerini içerir.